18 Nisan 2011 Pazartesi

Doğum günüm

Geçen yıl ilk  defa farklı birşey yapıp doğum günümü bile bile facebook'da gizli konuma getirdim. Belki gerçekte kaç kişi doğum günümü biliyor onu öğrenmek istedim. Küçükte olsa insan bazen önemsenmek istiyor, bende istedim. Sonuç tamamen bir hüsrandı ve sert bir tokat misali yüzümde patladı. İki üç kişi ve ailem dışında kimse hatırlamadı. İnsanları bunun için suçlayamam yüzlerce kişinin doğum tarihini gün ay yıl şeklinde hafızalarında tutamazlar. Telefon takvim vsnin hafızasında yer alacak kadar önemli biride olmayınca bir daha böyle şeyler yapmamak üzere profilimde doğum tarihimi tekrar aktif hale getirdim. Bu gün doğum günümü kutlayacak kişiler sağolsunlar ama geçen yıl kutlayanlar ile farklı bir noktada olduklarını söyleyebilirim.

17 Nisan 2011 Pazar

Hayatımın geride kalan ilk çeyrek asırı

Bu siteye duygusal şeyler yazmayı seviyorum. Ben doğduğumdan beri çeyrek asır geçti. Bu geçen süreyi keşkeler ve iyikiler açısından değerlendirirsem. İlk aklıma gelen çok az aşık olmuşum. Çok geç başlamışım aşık olmaya. Çok tecrübesiz kalmışım bu konuda ama olsun. Şuan hala aşıkmıyım emin değilim. Sanırım hala birkaç kül var içimde. Yeni bir ateş yanıp o külleri de yakana kadar böyle devam eder. Umarım sonraki çeyrek  asır sonrasında keşke daha çok(nicelik nitelik her açıdan) aşık olsaydım. Sevseydim sevilseydim demem.

6 Nisan 2011 Çarşamba

Boşluk

Bazen kendimi boşlukta hissediyorum. Yoksa başından beri zaten böşlukta mı yaşıyordum. Belki boşluktan çıkmak için tutunmak istedim sana. Belki çıkışı ararken gördüm seni. Orada öylece duruyordun. Herkesin gözünün önünde fakat kimsenin cesaret edip dokunamadığı bir mücevher gibi geldin bana. Baktım ve sanki büyülendim. Etrafında ateşten çember olduğunu göremedim. Yaklaştıkça yandım, yandıkça daha çok yaklaşmak istedim. Tam kendimi ateşine teslim edip kül olmayı beklerken birden yine aynı boşluğa düştüm. Bem beyaz bir boşluk içinde yine tek başımayım. Hala çıkış yolumu bulamadım.