Bir insanın hayatına girmek

Gerçekten çok ilginç, bir yerden sonra sen sadece sen olmuyor muşsun. Madem bir elmanın iki yarısıyız o zaman diğer yarınında sende bir parçası var. Bunu hep romantik olarak düşünürdüm. Aslında bu bütün olma konusu daha fazlasıymış.

Biz sobanın sıcak olduğunu dokunarak öğrenen bir nesil olduğumuz için, aşkın her halini de yaşayarak öğreniyoruz. Aşk acıtır konusunda uzmanlaştığım doğrudur. Diğer hallerini yeni öğreniyorum.

Bilemezsin ki

Yanında değilken seni nasıl düşündüğümü,
Bilemezsin ki, bende söylemedim,

Uzağındayken sesini duymanın ne hissettirdiklerini,
Bilemezsin ki, bende söylemedim,

Sırf senden duyduğum için kelimeler sevdiğimi,
Bilemezsin ki, bende söylemedim.

Hayatımda girerek yaşattığın ilkleri,
Bilemezsin ki, bende söylemedim.

Evde oturup yazmak, yerine birlikte yaşayıp anılar edinmeyi seçtiğimi,
Bilemezsin ki, bende söylemedim.

Geleceğimizi düşünüp karamsarlığa düştüğümü,
Bilemezsin ki, bende söylemedim,

Saçma sapan işlere dalıp beynimi yediğimi,
Bilemezsin ki, bende söylemedim,

Defalarca yazmak isteyip yazamadığımı,
Bilemezsin ki, bende söylemedim,

Ben söylememeye devam edeceğim bir tanem,
Sen bilir misin bilmem.

Engel değil ki

Belki ilk aşkım değilsin,
Seni çılgınca sevmeme engel değil ki,

Belki uğruna göz yaşı döktüğüm ilk kadın değilsin,
Şuan gözyaşı dökmeme engel değil ki,

Belki şu sıralar dertliyim, sıkıntılıyım, mutsuzum
Seni görünce sırıtmama engel değil ki,

Belki şu günlerde borçlardan alıp başımı gidemiyorum,
Zamanı gelince elini tutup uzaklara gitememe engel değil ki,

Belki daha önce de gelecek hayali kurdum,
Seninle hayallerimi yaşamama engel değil ki,

Koşarak geldim

Koşarak geldim, sana sarılmaya, öpmeye,
Koşarak geldim, kokunu duymaya, sıcaklığını hissetmeye,

Korkarak geldim, istemezsen sarılmamı, öpmemi,
Korkarak geldim, bir daha dokunamayacaksam sana,
Hissedemeyeceksem sıcaklığını,

Sevinçle geldim, sana geliyorum, sevinmeyip ne yapacaktım,
Sevinçle geldim, sensiz anlamsız şeylere anlam katacaktın,

Karışık duygularla geldim, mutluyken düşünmezken  hiçbir şeyi,
Sorguluyorum şimdi her şeyi,

Her şeye rağmen geldim işte, dindir endişelerimi,
Çıkart beni bu karanlık melankoli dehlizlerinden.
Sana geldim, bazen uçarak, bazen koşarak,
Sana geldim, orada mısın?

Her kadında biraz sen varsın

Her kadında biraz sen varsın,

Saçları, duruşu hep sen,

Yaklaşınca anlıyorum,

Hiç bir kadın sen değilsin,

İçimi eriten hiçbir şey yok onlarda,

Gülüşün, gözlerinin bakışı,

Sana özel, beni sana çeken,

Anladıkça daha çok seviyorum seni,

Daha çok sarmak istiyorum kollarımla,

Daha çok öpmek istiyorum.

Bağlandım

Zaten hazırdım bağlanmaya,
Bir yapbozdaki boş alan misali,
Seni bekliyordu ellerim, gözlerim, dudaklarım.

Daha önce başka parçalar da oldu,

Yapbozdaki alanı doldurmak isteyen,

Olmadı, uymadı, yapamadım.

Sen geldin, ben bağlandım,
Bir şeyler tanıdık geldi,
Tanıdık heyecanlar ve tanıdık korkular.

Tanımadığım şeyler de vardı sana dair,
Başladım ufak ufak tanımaya,
Sen de beni tanı istedim,
Başladım anlatmaya.

Biliyorum, bir insanı tanımak kolay değil,

Deniyorum, tanıdık yönlerinden tanımadıklarıma doğru,

Tanıdıkça seni heyecanım ve korkularım artıyor,

Seninle gülmek,
Sana sarılmak,
Sesini duymak,
Saatlerce konuşmak,

Hatta sadece birlikte yürümek bile,

Gerçekten heyecan verici.

Seni istemeden kırmak,
İstemeden üzmek,
Züccaciye dükkanına giren fil misali sakarlıklar yapmak,
Daha yeni bulmuşken seni kaybetmek,
Korkuların en büyüğü.

Heyecan ve korku iki vazgeçilmez duygu,

İkisinden biri eksildiğinde,
Artık iflah olmaz iki sevgili,

Ben hayatı tıpkı seni sevdiğim gibi,

Bu korku ve heyecanları da seviyorum,

İnsana yaşadığını hissettiren bu duygular,
Hiç eksilmesin hayatımızdan.

Hoşgeldin

Kendimi gökte bir yıldız, 

Karşımdakini yerde bir fani olarak görmedim, 

Ben uzay boşluğunda bir yıldız, 

Uzakta parlayan bir yıldıza hayran. 

O yıldız sen misin, hoşgeldin.

Uzay üssü Detla'dan bildriyorum

Uzay üssü Detla'dan bildriyorum. Mayıs ayının ilk haftası ASK90 roketi ile ulaştığım ay yüzeyindeki araştırma merkezindeki ilk raporumdur.

Sürekli bilgisayar başında olsam da yeni keşifler yapmak gerçekten çok heyecan verici. Özellikle yer çekimsiz ortamda yürümek çok eğlenceli.

Tahterevalli

Tahterevallinin ucunda havada kalmış bir çocuk gibiyim,

Onun gibi ayaklarım yere basmıyor,

Ayaklarım yere basmadığı için mi heyecanlıyım,

Yoksa heyecanlı olduğum için mi havalarda uçuyorum,

Kalbim sanki normalden daha hızlı atıyor,

Tahterevallinin ucunda havada kalmış bir çocuk gibiyim,

Öyle masum, öyle heyecanlı

Hiç birşey düşünmüyorum,

Belki biraz korku, onuda şuan duymak istemiyorum,

Tahterevallide ayakları yere basma sırası bana da gelecek,

Belki karşımdaki de aynı heyecanları duyacak,

Belki de, "İndir beni, ayaklarımın yere basmasını istiyorum" diyecek,

Ben o heyecanı seviyorum,

Ayaklarımın yerden kesilmesini,

Ay yüzeyinde ilk defa yürüyen bir astronot edası ile adım atmayı,

Hızlı hızlı atan bu kalbi,

Yüzde beliren hınzır gülümsemeyi de seviyorum.

Ben bunların hepsini severken,

Kalbimin böyle atmasına,

Yüzümün böyle gülmesine sebep,

Beni sever mi acaba,

Yoksa yanan ateşim yine kor olmadan kül mü olur?

Uzayda yürüdüğümü sanırken ayağım takılır yere mi kapaklanırım?

Beni sever mi acaba,

Üzgünüm

Bu şarkıyı her duyduğumda bir burukluk oluyor içimde. Fakat şimdiye kadar ki burukluklarımın içinin boş olduğu, diğer içi boş şeylerim gibi ortaya çıktı. Neden hep zücaciye dükkanına giren fil oluyorum. Sanırım sorun bende. Otobanda ben hariç herkes ters yönde gidiyor olamaz. Sanırım ters yönde giden benim.

Üzgünüm ama cevap veremem duygularına
Sen sevdiğini sanıyorsun...
Küskünüm al kalbini senin istediğin
Bende yokki.
Vaktini boşuna harcıyorsun...

Derman değilim inadına,
Senin yarana yalvarma,
Lütfen beni bundan sonra bir daha arama.
Derman değilim inadına,
Gönül yarana yalvarma,
Lütfen beni bundan sonra bir daha arama...

Ben bir kez sevenlerdenim,
Ölümsüz bir aşka arıyorum,
Aradığım adam sen değilsin, 

Hiç sanmıyorum.

Doğru kadın

Hep doğru kişiyi aramakla geçti ömrüm. Belki var belki yok böyle biri bilemiyorum, fakat içinde bir umut hep var. Tam buldum dediğim zamanlarda genelde bir zaman makinesine binip o kişinin belki 5-10 yıl önceki haline gitmek istedim. Aradığım kişi oradaydı çünkü. Bu günkü kişi benden yaşca olmasa bile zaman olarak çok ilerideydi. Ben televiyonu görüp zeki müren de bizi görecek mi derken o çoktan internet çağında uzak doğuda gideceği şehirdeki odasını airbnb'den kiralıyordu.

Bugün için zaman makinesi ile zamanda geriye gitmek gibi bir şansım olmadığına göre gerçek dünyada doğru kişiyi aramaya devam edeceğim

Film izledikten sonra

Her romantik komedi filmi izledikten sonra olan birşey ilk defa dikkatimi çekti. Nasıl oluyor bilmiyorum fakat filmdeki kahramanlar kavuşup film bittikten sonra içimden hiçbirşey yapmak gelmiyor. Neredeyse şuanda uğraştığım herşeyi bırakıp hiçbirşey yapmak istememem gibi. Her seferinde bende böyle bir his uyanıyorsa belki başkalarında da oluyordur. 

Bu da diğer bir sürü şey gibi, bir holywood hilesi olabilir mi?